23 Haziran 2016 Perşembe

Yatak Odasında Yaz Dekorasyonu

Evde, işte ya da okulda tüm günümüzü çalışarak, bir şeylerle uğraşarak geçiriyoruz. Ruhumuzu, beynimizi ve bedenimizi dinlendirdiğimiz vakitler ondan çok kıymetli. Bu sebeple yatak odasının ortamı da eğer iyi dekore edersek daha mutlu, huzurlu ve dingin olmamıza etki eder.

Bunları yaparken bir yandan da yatak odasına güneşin ışıltılarını, denizin ferahlığını getirebiliriz. Zamanı her yerde yakalamak gerek. 

 


Beyaz bir tuval gibi duvarları beyaza boyamak yazı, güneş ışığını eve davet eder. Genelde sahil kasabalarında evlerin dışı ışığı yansıtıp serin olması için beyaza boyanır ama evlerin içi de aynı şey geçerli.



Tekstil her zaman mevsimsel etkilerin değişimini evde en hızlı görmeyi sağlayacak malzemelerden birisidir. Keten ve pamuk çarşaflar, ince pikeler, yaza dair desenler-balık, mercan, deniz, güneş vs. - yatak odasında sıcak hissini kırar ve yazın etkilerinin yansıtılmasını sağlar.



Yatak odasını dekore ederken yaratıcılığınızı da kullanarak kendin-yap projeleri geliştirebilirsiniz. Balıkçı ağlarının üzerine deniz kabukları toplayarak asmak güzel bir fikir olabilir. Ya da geniş cam bir kaba önce denizden topladığınız taşları, sonra da deniz kabukları ve su koyarak canlı çiçekler eklemek de odaya tazelik katacaktır.



Comfy Dwelling


Yetenekliyseniz pergoleleri sehpaya dönüştürebilir ya da testereyle bir balina kalıbı kesip/kestirip istediğiniz renklerde onu boyayarak tablo olarak kullanabilirsiniz. Fikri çok sevdim! Keşke bir atölyem olsaydı, böyle işlere girişirdim kesinlikle!


Comfy Dwelling


Cibinlik kullanmak için illa yazlık bir evinizin olmasına gerek yok. Seviyorsan git kendine bir tane al. Beyaz tüllerle, hatta çiçek şeklinde ışıklandırmalarla balayı formatında bir yatak odanızın olmaması için hiç bir sebep yok. Yatak etrafında dikme şeklinde modelleri direk alabilir, ya da yaptırabilirsiniz ama tavana asılan metal şeklinde olanlardan da kullanmak mümkün.


Fotoğraflar çok iç açıcı değil mi? Hayata pozitif bakmak lazım, istedikten sonra neden sizin odanız da bunlardan biri gibi olmasın? :) Çok paralar harcamaya da gerek yok. Bir deniz ziyaretinizde biraz deniz kabuğu, taş toplayın, internetten deniz yıldızı ya da sevdiğiniz diğer yaz objelerinin çıktılarını alıp çerçeveleyin, yazlık çarşaflarınızın/nevresimlerinizin desenlerinde yazı çağrıştıran desenleri/renkleri/dokuları seçin. Aslında her şey çok basit, sadece evimizi sevmek ve ona gereken değeri vermekle başlıyor her şey.






Sevgiler, denizi çok özledim ondan size de deniz kokulu bir hafta diliyorum.

Not: Deniz kokularının olduğu oda parfümleri ve mumlar da güzel fikir! :)







22 Haziran 2016 Çarşamba

Tatlı bir kaçamak : Hindistan Cevizli Kurabiye Tarifi

Nasıl geçiyor günleriniz sıcaklarla ? Ben bugün oruç tutayım dedim ama susuzluğum hat safhada. Geriye kalmış şunun şurasında 8 buçuk saat. :) Annem ve babam bir aylığına Bursa'ya gelmişlerdi, bayrama hazırlık için döndüler maalesef. Çok alışmıştım burada olmalarına.  Onlar buradayken tatlı abur cubur sevdalısı anneme hazır şeyler yemesindense bir kurabiye yapayım demiştim. Markete gittiğimde özenle hazır gıdaları almaktan kaçıyorum. Ne yiyoruz belli değil, bir yığın kimyasal listesi var içindekilerde. Mümkünse, vaktim varsa kendim yapmayı tercih ediyorum.  

Fransa'dayken "Bon Maman" markasının Hindistan cevizli kurabiyelerini almıştım ve bayılmıştım. Tereyağlı, mis gibiydi. Ben de bu sebeple internetten araştırıp aşağıdaki tarifi buldum. Biraz değiştirip uyguladım. Sizinle de paylaşmayı istedim, bayağı başarılı oldular.

Malzemeler:
  • 200 gram tereyağı
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1 paket vanilin
  • 1 paket kabartma tozu
  • 3,5 su bardağı un
  • Aldığı kadar süt
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı Hindistan cevizi
Ben oda sıcaklığında tereyağını kullandım, ama tereyağı çok sertse onu tavada eritmekle başlayın. İçine bir yumurtanın tamamını, bir yumurtanın da sadece sarısını koyup beyazını saklayın. İçine pudra şekerini de atıp iyice karıştırın. Sonra vanilini ve unu atıp, üzerine kabartma tozunu dökün. 

İçine Hindistan cevizinin üçte birini atın. Tarifi bu kadara kadar uygulayınca benim hamurum kupkuru bir hamur oldu, sizin de başınıza aynı şey gelirse eğer ben çareyi süt eklemek de buldum, tarifin orjinalinde süt yok. Ama kurabieyeleri daha yumuşak da yaptı. :) Ceviz büyüklüğünde parçalar oluşturup onları önce yumurta beyazına sonrasında da kalan Hindistan cevizlerine batırıp yağladığınız tepsiye yerleştirin. 170 derece fırında yaklaşık 20 dakika pişirin. Pişerken üstünün renginin değişemeye başladığını gördüğünüzde çıkartabilirsiniz. Her fırının süreleri farklı olabiliyor. Afiyetle yiyin. Yaptıktan sonra yorumlarınızı benimle de paylaşırsanız çok sevinirim. Bizimkiler çok sevdi, umarım siz de beğenirsiniz.

Geleceğe umutla bakarak uyanacağımız günler dileğiyle








  

19 Haziran 2016 Pazar

Paris Durakları 2 : La Tour Eiffel

Paris turumuzun ilk gün duraklarından diğeri de Eiffel olmazsa olmazdı. Metro duraklarının bakım tarihleri tam da bizim gezi tarihimize denk gelince ona buna sorarak otobüsle Louvre Müzesi'nden Eiffel'e yakın bir durakta indik. Yakın bir durakta indikten sonra zaten daha da adres sormanıza gerek yok, başınızı kaldırdığınızda devasa kulenin gözünüze çarpmaması mümkün değil. Uzaktan heybetini içinize çekip yeterince fotoğrafladığınıza da kanaat getirdikten sonra şimdi upuzuuun bilet sırasına girebilirsiniz. Ama merak etmeyin 4 tane gişe var kulenin her bir bacağının altında. Olmasaymış durum vahimmiş! Eiffel'e gelen her daim çok turist var!

Yaz sezonunda 9'dan gece yarısına kadar açık olan kule, diğer zamanlarda 09:30-11:00 arası açık. Merdivenden çıkacaksanız ya da asansörle çıkacaksanız farklı ücretlendirmesi var. Asansör fiyatı olarak 15 Euro kişi başı ödedik. Ama ziyaret tarihiniz önceden belliyse internetten bilet almanızı şiddetle tavsiye ederim. Saat 17:00-18:00 gibi girdiğimiz sırada yaklaşık 2 saat beklemişizdir herhalde. Gün batmadan çıkabilmeyi çok istiyordum, Eiffel'in gecesi ve gündüzü ayrı güzel ondan güneşi orada batırmak lazım. 

Şansımıza gündüz hava ne kadar güzelse akşam da o kadar soğuktu, ince bluz üzerine deri ceket giyip ayağıma da babetlerimi giydiğim için yukarı çıkınca bayağı buz kestim. İlk kat özellikle açık olduğu için orada Erkan'ı fotoğraf çekmesi için kuytu bir köşede bekledim ve kendimizi 2'ye attık. Hayatımda o kadar üşüdüğüm bir tarih hatırlamıyorum. Alpler'de bile! Ondan size tavsiyem ne olursa olsun yanınızda bir kazak ayağınıza da kalın bir çorap yanınızda bulundurun. İlk gün bu dersi güzelce alıp sonraki günlerde sırt çantama şal, kazak, çorap ne bulduysam koydum.

Paris düz bir alan olduğu için Eiffel'den neredeyse her yerini görmek mümkün. Geldik gezdik peki Eiffel'e dair akılda kalacak bilgiler neler? :

  • Adını Gustave Eiffel'den alıyor, bu monsieur kuleyi yapan ve dizayn eden şirketin sahibi.
  • 1889  yılında fuar için geçici süreli kuruluyor.
  • Fransız sanatçılar ve entelektüelleri ilk önce bu binanın tasarımını eleştiriyorlar, ama sonrasında bu kule Fransa'nın sembolü haline geliyor. (Gustave Eiffel günün birinde bu kadar turist çekecek bir kuleye imza atacağını tahmin eder miydi acaba?)
  • 324 metre yüksekliğinde, Paris'in en yüksek binası. 
  • İlk 2 katında restaurant ve cafeler, hediyelik eşya dükkanları ve en üstünde de seyir katı var.
  • Eiffel Paris'in Le Champ de Mars bölgesinde bulunmakta. Oraya metro, tren, otobüs her şeyle gelebilmek mümkün. Paris'teki ulaşım hattına hayran kaldım. İstanbul'un ulaşım sıkıntılarını düşününce de adamlar zamanında ne güzel hat döşemişler tüm Paris'e dedim.

Eiffel kulesi anlatılmaz yaşanır bir yer, çok söze gerek yok, gidip yaşamak gerek!

Sevgiler aşırı sıcak bir Pazar gününden,
Güzel bir hafta dileğiyle şimdiden,

Eiffel'den manzaralar






Eiffel'in akşamı-alttan görünüş






Mutluluk gözlerden okunur.



Eiffel'e çıkmaktan başka alternatifleriniz de var, önündeki çimlik alanda keyif yapmak. Yüzlerce insan bu alanda oturup Eiffel manzarasında sohbet ediyor, deli gibi (!) fotoğraf çekiyor ve bir şeyler yiyip içiyor. Bana da eşim dondurma ısmarladı. :)




12 Haziran 2016 Pazar

Sahil Evi Tarzı Oturma Odaları

Hayal edin, yazın sımsıcak bir günü, dışarıda güneş tüm sıcaklığı ile gökyüzünü süslemiş ve uzaktan denizin çağrısı geliyor. Giden ve gelen dalgaların sesi. Evin içine aydınlık dolmuş ve bembeyaz duvarlardan ışık yansıyarak tüm evi bembeyaz bir düş haline getirmiş. Buz gibi bir dondurma mutfak masasında ve onu yerken yaz için evinize fikirler arıyorsunuz. Çünkü yazın tüm tadını çıkartmaya niyetlisiniz.

Bu hayal çok güzel değil mi? Sahilde bir evimiz olabilir -olsa ne ala- ya da olmayabilir ama evimizde sahil havasını yaşatmak mümkün. Oturma odası ile başlayıp evin farklı odalarında sahil evi tarzını-coastal home- nasıl yaşatabiliriz bir bakalım.

Sahil evi tarzının olmazsa olmaz renkleri tabi ki denizin mavisi ve köpüklerinin beyazı. Beyaz duvarların fonu oluşturduğu bir evde mavi beyaz kırlentler,  aşağıdaki evdeki gibi kilimler, tablolar,  koltuklar eve sahil etkisi katacaktır. Hangimiz denizlerin maviliğini evimizde istemeyiz ki ? Yaz günü serin suların, sonsuzluğun,  suyun içinde kendini daha hafif hissetmenin tadını verecek her türlü mavi beyaz aksesuar, mobilya, tekstil ise yarayacaktır.  


WordPress

Sahil evi tarzını eve uygulamak için mobilyaları olabildiğince basit tutun daha çok aksesuarlarla evinizi süsleyin.  Midye kabukları, balık ağları,  deniz yıldızları, balık motifleri hepsi de sahil evi tarzının bütünleşik parçalarıdır. 


Home Bunch



Deniz temalı büyük bir tablo da evin havasını bir anda ve kolay şekilde değiştirmeye yarar. 





Tekstillerde pamuklu, keten, jüt gibi kumaş tiplerini kullanmak sıcağı daha az hisettireceği için daha konforludur. Mobilyalarda da daha basit, konforu ön plana alan, evde keyifli köşeler yaratacak modeller tercih edilmektedir. 




Güzel bir Pazar diliyorum. 
Sevgiler ! 




6 Haziran 2016 Pazartesi

Paris Durakları 1: Musée du Louvre


Musée de Louvre şüphesiz dünyanın en ünlü müzelerinden birisi. Tarihi, mükemmel bir binaya sahip olmasının yanında ayrıca piramit formundaki cam girişinin tasarımı ile de akıllarımızda yer ediyor. Antik Yunan, Mısır, Roma uygarlıklarının, grafik sanatlarının, İslam tarihinin bir çok eserinin bulunduğu gezmekle bitmeyen müze 1793'te kurulmuş. Resim, antika, heykel, arkeoloji gibi bir çok çeşit eserin bulunduğu zengin bir müze olmanın yanında dünyanın en büyük müzesi olma onurunu da taşıyor. Ücreti merak edenler içinse bu yıl 15 Euro'ydu.     




Henüz gitmemiş olanlara bir önerim var, eğer 3-4 günlük gittiyseniz Paris'e, Musée du Louvre'a 1 gün ayırın. Görecek çok şey var. Biz biraz daha hızlandırılmış bir tur yaptık ve çok yorucu oldu gerçekten. (Yine de sabah 09:00'da açılış saatinde kapıdaydık ve çıkışımız akşam 17:00 olmasına rağmen her yerini görememiştik.) Benim en çok beğendiklerim resim sergisi, Roma dönemi heykelleri ve Mısır eserleri oldu. Müzeye ikinci gelişim olmasına rağmen-2011'de gitmiştim daha önce- çoğu şeyi ilk defa görüyor gibiydim.

Mutlaka görün denilen birkaç eserden bahsedeyim:


Aphrodite heykeli:

Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrısı Afroditin deniz köpüğünden doğduğuna inanılıyor. Heykelin özellikleri Helenistik döneme ait olduğunu gösteriyor. Burnu yüzünün 3'te birini oluşturan ideal bir güzelliğe sahip Yunan heykeli aslında insana ait olamayacak bir güzelliği öne çıkartıyor.



Semadirekli Nike

Muhtemelen bir depremden etkilenerek bir kısmı hasar görmüş bir Yunan heykeli. Bu heykel 1863 yılında Semadirek adasında Ege'de bulunmuş. Sağ kanadı solun alçı bir kopyası.






Mona Lisa Tablosu

Floransa'da 1503 ve 1507 tarihleri arasında başlanılan ve Monna (Hanım) Lisa Gherardini del Giocondo'yu resmeden bu tablo Louvre müzesinde en çok "selfie"'nin çekildiği tablodur herhalde. Gülümsemesi onun soyadının da bir taşıyıcısı. "Giocondo" İtalyanca'da "mutlu" demekmiş. Bu kadar küçük bir tabloyu zamanının en ünlü tablolarından biri yapansa  gösterişli burjuva zenginliği değil, duruşu, elbisesi ve kaş ve kirpiklerinin yokluğu. Leonardo Da Vinci eseri.




Kana'daki düğün (Les Noces du Cana)


Kana'da bir düğüne davetli olan Hz İsa orada ilk mucizesini gösterirken resmedilmiştir. Yemeğin sonunda şarap bittiğinde hizmetlilere sürahilere taş doldurmasını söyler. Hizmetliler ev sahibine sunarken de taşlar şaraba dönüşür. Evlenen çiftler masanın ucunda oturarak merkezi Hz İsa'ya bırakmışlardır. Bu tablo hemen Mona Lisa'nın karşısında bulunmaktadır.



Bizim beğendiklerimizden bir seçme de böyle: 




Resim içi resim












Unutmadan yazayım dedim Paris gezimizi.  Daha önce gittiğimde yazmamışım. Bu da burada hatıra kalsın.  Ramazan ayına girdiğimiz bu günde herkesin birbirini eşit gördüğü,  kardeşlik ve yardımlaşma duygularının geliştiği bir Ramazan diliyorum. Sevgiler !  










1 Haziran 2016 Çarşamba

Yaz kapıda :Hadi kutlayalım!

Yaz geliyor, yazı kutlamak için bir yemek daveti vermek ya da sırf kendinize, ailenize özel bir yemek hazırlamak güzel bir fikir değil mi ? Hayatımızda küçük de olsa bizi mutlu edecek aktivitelere yer açmak lazım. Yazın gelişi de buna bir fırsat olabilir. Size bu konuda yardımcı olabilecek bir kaç fikir paylaşacağım. 


Masanızın daima bir konsepte bağlı kalarak planlamak işinizi kolaylaştıracaktır.  Örneğin doğayı temanız olarak planladınız, tazelik ve doğaya dönüş hissi verecek  yeşil bitkiler, toprak tonlu tabaklar kullanabilirsiniz.




Yazın en güzel taraflarından birisi de beraberinde getirdiği yaz meyveleridir. İster en güzelinden bir meyve salatası isterseniz de masada dekoratif amaçlı kullanın, her türlü masanıza güzellik ve lezzet katacaktır.



Kaynak

Taze çiçekler her zaman evin, sofranın, her yerin baş tacıdırlar. İsterseniz en sevdiğiniz çiçeklerden bir buket, isterseniz de sadece bir çeşit çiçek seçerek masanıza buketler hazırlayabilirsiniz. Masanızın dekoruna göre de çiçek rengini seçerek görsel bir uyum yaratabilirsiniz.



Çarpıcı bir runner her zaman sofranızın havasını değiştirecektir.  Özellikle çizgili ya da ekoseli modeller çok güzel kombinlenebiliyor. 




Kaynak

İlla evin içinde ya da bahçede olmak da zorunda  da değil.  Balkon ya da teras da bu iş için oldukça ideal bir yer olabilir.  Sadece herkese sığacak kadar bir alanı ayarlayın yeter. İyi bir organizasyonla her şey mükemmel olabilir.


Kaynak

Ben basitlik seviyorum böyle şeylerle uğraşamam derseniz de basit ama şık bir sofra hazırlayabilirsiniz.  Nasıl mı?  Aşağıdaki sofra gibi.



Şimdi arkanıza yaslanın ve sevdiklerinizle keyifli bir yemeği paylaşmanın zevkini yaşayın.

Mutlu bir Haziran diliyorum, yaz tüm sıcaklığı ve neşesiyle gelsin.
Sevgiler!

Patatesli Gül Böreği Tarifi

Merhabalar, Bu aralar gelen giden misafirimiz çok. Sağ olsun tüm arkadaşlarımız, yakınlarımız Ece'yi görmeye geliyor, mutluluğumuzu...