6 Haziran 2016 Pazartesi

Paris Durakları 1: Musée du Louvre


Musée de Louvre şüphesiz dünyanın en ünlü müzelerinden birisi. Tarihi, mükemmel bir binaya sahip olmasının yanında ayrıca piramit formundaki cam girişinin tasarımı ile de akıllarımızda yer ediyor. Antik Yunan, Mısır, Roma uygarlıklarının, grafik sanatlarının, İslam tarihinin bir çok eserinin bulunduğu gezmekle bitmeyen müze 1793'te kurulmuş. Resim, antika, heykel, arkeoloji gibi bir çok çeşit eserin bulunduğu zengin bir müze olmanın yanında dünyanın en büyük müzesi olma onurunu da taşıyor. Ücreti merak edenler içinse bu yıl 15 Euro'ydu.     




Henüz gitmemiş olanlara bir önerim var, eğer 3-4 günlük gittiyseniz Paris'e, Musée du Louvre'a 1 gün ayırın. Görecek çok şey var. Biz biraz daha hızlandırılmış bir tur yaptık ve çok yorucu oldu gerçekten. (Yine de sabah 09:00'da açılış saatinde kapıdaydık ve çıkışımız akşam 17:00 olmasına rağmen her yerini görememiştik.) Benim en çok beğendiklerim resim sergisi, Roma dönemi heykelleri ve Mısır eserleri oldu. Müzeye ikinci gelişim olmasına rağmen-2011'de gitmiştim daha önce- çoğu şeyi ilk defa görüyor gibiydim.

Mutlaka görün denilen birkaç eserden bahsedeyim:


Aphrodite heykeli:

Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrısı Afroditin deniz köpüğünden doğduğuna inanılıyor. Heykelin özellikleri Helenistik döneme ait olduğunu gösteriyor. Burnu yüzünün 3'te birini oluşturan ideal bir güzelliğe sahip Yunan heykeli aslında insana ait olamayacak bir güzelliği öne çıkartıyor.



Semadirekli Nike

Muhtemelen bir depremden etkilenerek bir kısmı hasar görmüş bir Yunan heykeli. Bu heykel 1863 yılında Semadirek adasında Ege'de bulunmuş. Sağ kanadı solun alçı bir kopyası.






Mona Lisa Tablosu

Floransa'da 1503 ve 1507 tarihleri arasında başlanılan ve Monna (Hanım) Lisa Gherardini del Giocondo'yu resmeden bu tablo Louvre müzesinde en çok "selfie"'nin çekildiği tablodur herhalde. Gülümsemesi onun soyadının da bir taşıyıcısı. "Giocondo" İtalyanca'da "mutlu" demekmiş. Bu kadar küçük bir tabloyu zamanının en ünlü tablolarından biri yapansa  gösterişli burjuva zenginliği değil, duruşu, elbisesi ve kaş ve kirpiklerinin yokluğu. Leonardo Da Vinci eseri.




Kana'daki düğün (Les Noces du Cana)


Kana'da bir düğüne davetli olan Hz İsa orada ilk mucizesini gösterirken resmedilmiştir. Yemeğin sonunda şarap bittiğinde hizmetlilere sürahilere taş doldurmasını söyler. Hizmetliler ev sahibine sunarken de taşlar şaraba dönüşür. Evlenen çiftler masanın ucunda oturarak merkezi Hz İsa'ya bırakmışlardır. Bu tablo hemen Mona Lisa'nın karşısında bulunmaktadır.



Bizim beğendiklerimizden bir seçme de böyle: 




Resim içi resim












Unutmadan yazayım dedim Paris gezimizi.  Daha önce gittiğimde yazmamışım. Bu da burada hatıra kalsın.  Ramazan ayına girdiğimiz bu günde herkesin birbirini eşit gördüğü,  kardeşlik ve yardımlaşma duygularının geliştiği bir Ramazan diliyorum. Sevgiler !  










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Patatesli Gül Böreği Tarifi

Merhabalar, Bu aralar gelen giden misafirimiz çok. Sağ olsun tüm arkadaşlarımız, yakınlarımız Ece'yi görmeye geliyor, mutluluğumuzu...