8 Kasım 2015 Pazar

Pazar Fikir Defteri

Bir hafta daha bitti ve yine buluştuk. Nasıl bir hafta geçirdiniz? Benimki bol bol çalışma, fırsat buldukça okuma, ilham verecek şeyleri aramakla geçti. Yeniden günlük tutma alışkanlığımı kazanmaya çalışıyorum. Hayattan istediklerimi, nerede olduğumu ve nereye gittiğimi günlük tutarak daha iyi takip edebiliyorum.Kafam karıştığında, umutsuzluğa düştüğümde dönüp yazdıklarımı okuyacağım ve vazgeçmeyeceğim.

Benden haberler böyle. 

Ev, kapıdan adım attığınızda her şeyi kolay ve keyifli bir şekilde yapabileceğiniz, içinde olmaktan huzur ve mutluluk duyacağınız bir yer olduğunda gerçekten sizin eviniz olur. Bu sebeple illa dekorasyon dergilerinden fırlamış bir eve sahip olmanıza gerek yok. Sizin ihtiyaçlarınıza karşılık verecek, kullanım kolaylığı sağlayacak ama aynı zamanda göz zevkinizi de doyuracak bir ev tasarlayın.

Aşağıdaki tüm fotoğraflar theeverygirl.com adresinden alınmıştır. Fotoğraflar da Love and Ligt Photos'a aittir. Sarah Minegar'in New Jersey'deki evinden çekilmiş kareler. 



                      

                








Kaynak: Theeverygirl




1 Kasım 2015 Pazar

Pazar Fikir Defteri


Bugün Türkiye için önemli bir gün. Genel seçim için oy kullandık ve bu akşam Türkiye'nin geleceği şekillenecek. Heyecanla sonuçları bekliyoruz. 


Dönüp kendi hayatıma bakarsak, bu hafta hızlı ama güzel geçti. Salı günü yüksek lisansın ilk sınavını oldum. Çarşamba günü annem ve babam bize geldiler. İnanılmaz mutluyum bu hafta! :) 10 ay sonra annem ve babamı evimizde görmek çok güzel. Anne yemekleri yemek de... 

Bu hafta aynı zamanda 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mızı kutladık. Balkona al bayrağımızı astık. Atatürk'ümüzün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve ilkeleri daim olsun! Öğrenciyken katıldığım törenlerin tadı damağımda. Bu bayramı evde geçirmek tuhaf geldi. Ama Karamürsel'de nerede ne yapılıyor çok haberimiz olmuyor açıkçası. 

Bugün Pazar Fikir Defteri'nde size bugün karşıladığımız Kasım ayı için ilham verecek fotoğraflar ve fikirler paylaşacağım.

Mevsimin getirdiklerinin tadını çıkarmak lazım. Her şey mevsiminde güzeldir. Dekorasyonda da küçük ayrıntılarla ile evinizi Kasım'a hazırlayabilirsiniz.




Kaynak: My Domaine

Bahçenizden ya da gittiğiniz ağaçlık bir alandan bulabileceğiniz kuru bir dal şık bir vazoda dekorasyonun bir parçası olabilir. Kurumaya yüz tutan çiçeklerinizi de toplayıp kurutarak değerlendirebilirsiniz. Fotoğraf kalitesi akşam çektiğimden çok düşük olsa da aşağıdaki karede bizden. Kuruyan ortancalarım, Tokat'tan aldığım bakır hamam tasında buluştular. 


Evinizde bir şömineniz varsa onun etrafını süsleyerek odak noktası haline getirebilirsiniz. 




Kendinize yeni bir koltuk şalı alabilir, ya da el emeğinize güveniyorsanız evde geçirdiğiniz serin akşamlarda kendiniz örebilirsiniz. 

Okuyacağınız kitapların listesini çıkarıp kendinize pencere önünde bir kitap okuma köşesi hazırlayabilirsiniz. Bunun için bir koltuk ve sehpayı pencere kenarına çekip, iyi bir lambaderle de aydınlatmanız yeterli. 


Kaynak: Houzz

Gelin bu sonbaharda duvarlarınızı siyah mat boyayla kendinize bir tuval haline getirin. Benim gibi yapmak isteyip de başlayamadığınız bir resim merakınız varsa- ya da hali hazırda yapıyorsanız bunları sergilemeye başlayın.



Güzel bir Kasım ayı geçirmeniz dileğiyle. Havuçlu tarçınlı kek sıcaklığında bir Kasım olsun.
Sevgiyle kalın, hoşça kalın.

18 Ekim 2015 Pazar

Pazar Fikir Defteri:Endüstriyel Stil

Merhaba, nasıl geçti haftanız? Benim için yine fazlasıyla yoğundu. Kendime bugün ancak günün bu son saatlerinde zaman ayırabildim. Onu da en sevdiğim iki şeyle geçiriyorum: yazma ve dekorasyon. Hayata, bu küçücük kendinize ait zamanlar anlam ve mutluluk katıyor. Ondan fırsat buldukça kendinize ait zamanlar ayırmaya çalışın.

Hava bir sıcak bir soğuk derken sonbaharın yarısını bitirdik. Evde sonbahar için stil değişikliği peşindeyseniz endüstriyel stili deneyebilirsiniz. Nedir bu endüstriyel stil derseniz, öncelikle fikir edinmeniz için bir kaç fotoğraf paylaşacağım.







Kaynak: Houzz

Endüstriyel stil günümüzde kendine gittikçe daha fazla yer buluyor. Yurtdışındaki bu akım ülkemizde de özellikle lüks restaurantlarda son dönemde popüler olmaya başladı. Fabrikadaymışsınız izlenimi veren tavandan geçen havalandırma-ısıtma sistemleri, yarım bırakılmış duvar sıvaları gibi ilgi çeken öğeleri var.

Metal objeler -özellikle sandalye, aydınlatma, karyola ve metal aksamlı koltuklar- bu tarzı yansıtmanızda size yardımcı olacaktır. Fabrikalarda kullanılan tarzda büyük metal sarkıt aydınlatmalar, metal mutfak sandalyeleri kullanılabilir. Mobilyalar endüstrinin ilkel çağlarındaki sade tarzlı, basit, kullanışı ön plana çıkaran mobilyalardır.

Siyah rengi endüstriyel tarzın baş renklerinden. (Ford'un ilk T model siyah arabası geldi bu yazıyı yazarken aklıma, merak edenler için link) Bu sebeple radyatörleriniz, çerçeveleriniz gibi bazı göze çarpan yerleri siyaha boyayarak hızlı bir etki yaratabilirsiniz.

Bir ahşap tablaya bir bağlantı parçasıyla büyük tekerlekler monte ederek kendinize endüstriyel stilde bir sehpa elde edebilirsiniz. 

Duvarların tuğla görünümü, ahşap ya da beton zeminlerle birleşince endüstriyel tarzı hissettirir.


Kaynak: Digsdigs 

Kafanızda oluşan fikirle bu stili de sevdiyseniz siz de evinizde son dönemin popüler bu stilini denemeye başlayabilirsiniz. Önce bir odadan başlayıp adım adım ilerlemek daha iyi olacaktır. Denerseniz fotoğraflarınızı benimle de paylaşırsanız çok sevinirim.

Herkese güzel bir hafta diliyorum. Mutlu haberler izleyeceğimiz/alacağımız, kendimize zaman ayırabildiğimiz, verimli bir hafta olsun!

Sevgiler, 


11 Ekim 2015 Pazar

Pazar Fikir Defteri

Merhaba,
Son zamanlarda toplumca çok fazla olumsuz şey yaşadık, yaşıyoruz. Ankara'da yaşanan son terör olayı ise tamamen vahşetti. Basın organları Cumhuriyet tarihinde en fazla ölümün olduğu olay olarak bildirdi. Allah ölenlere rahmet, yaralılara da en kısa zamanda şifa nasip etsin. Korkunç bir şey. İnsanlarda hakikaten şefkat, acıma, sevgi gibi insani değerler yerine, kin, nefret, düşmanlık tohumları büyüyor. Keşke bir sihirli değnek olsa ve herşeyi düzeltse. 

Bugünkü konumuz evde düzen. Herkes düzenli bir ev hayali kurar ama çoğu zaman gerçek olmaz. Bazen vakitsizlikten, bazen de sırf tembellikten. Ama evi düzenlemeyi kolaylaştıracak bir kaç fikir işinize yarayacaktır.

Öncelikle yatak odasından başlarsak: Giysi dolabını açın ve yaz sezonu boyunca hiç giymediğiniz ya da 1-2 defa giydiğiniz kıyafetleri bir kenara ayırın. Bunların sizin için özel bir anlamı da yoksa, onları bir yere bağışlayın ya da kullanılacak gibi değilseler atın. Ben bugün bunu yaptım ve şimdi giysi dolabım çok daha düzenli. Çoğu zaman eşyalarla aramızda duygusal bağ oluşuyor ama düzenli bir ev için bu bağdan kurtulmak gerek.


Sonra da makyaj masasına yönelin, kullanmadığınız ya da bozulmuş tüm makyaj malzemelerini, kurumuş ojeleri atın.  Makyaj masası üstünde sadece en çok kullandığınız parfüm, toka, tarak gibi malzemeleri yerleştirin. Kalanlarını kapalı gözlere kaldırın. 


İhtiyacınız olmayacak ama beğenip alıp yığın yaptığınız nevresim takımlarını, yastıkları bir gözden geçirin. Kullanmadıklarınızı ihtiyaç sahiplerine verin. Evinizde kalabalık yapacağına birilerinin mutluluğu olsun.

Ne kadar az eşyanız olursa o kadar rahat düzen kurabilirsiniz. Böyle tüm eşyaların gerekliliğini sorguladıktan sonra geriye kalanları da kullanım sıklığınıza göre en sık kullandığınızı en kolay ulaşılabilir yere koyun.


Küçük odalarda büyük mobilyalar da karışıklık etkisi yaratır, odayı boğar bu sebeple küçük odalarda daha minimalist ürünler tercih edebilirsiniz.





Fotoğraflar: Houzz

Herkese huzur ve sevgi dolu bir hafta diliyorum, bu aralar çok ihtiyacımız var.
Sevgiler,


4 Ekim 2015 Pazar

Pazar Fikir Defteri

Merhaba,

Nasıl bir hafta sonu geçiriyorsunuz? Benimki çok güzel geçti. Çok sevdiğim bir dostumun düğünü için Tokat'a gittim. Yakın arkadaşlarımın düğünü beni çok duygulandırıyor. Bir ömür mutlulukları daim olsun! 

Tokat'a da ilk gidişimdi ve çok beğendim. Tokat'la ilgili ayrı bir yazı yazmayı planlıyorum şimdilik konumuza dönelim. Bundan sonra her Pazar dekorasyona dair aklımdaki fikirleri paylaşmayı planlıyorum. Bugün de ilk yazımı klavyeden geçiriyorum.

Beyaz duvarlar evde hem güneş ışığını hem de aydınlatmaların ışığını yansıtıp evi daha aydınlık gösteriyor. Benim de aklımda evin duvarlarını beyaza boyamak var, ama artık ilkbahara kaldı. Şu an değişik bir pembe rengi var her odada. Beyaz rengi boş bir tuval gibi, her şeyi yaratıcılığınıza bırakıyor. 




Duvar kağıdı evinizde hızlı bir stil değişikliği yapmanız için size en büyük yardımcıdır. Özellikle oda içinde odak oluşturmak istediğiniz bir köşeniz varsa, onun duvarını duvar kağıdı ile kaplayabilirsiniz. 





Bazen eve enerji katmak canlı renklerde bir perde ve minderler eklemek kadar kolaydır. Ekose, çizgi, puantiye gibi geometrik şekiller de aynı etkiyi yaratır. 



Banyo tasarımı hijyen gerektirdiğinden özen gösterilmesi gerekir. Ev için ayırdığınız bütçenizin büyük kısmını iyi bir küvet ve eviye sistemi için gönül rahatlığıyla harcayabilirsiniz. Uzun vadede iyi bir yatırım olacaktır. Banyoyu hem bedensel hem de ruhsal temizlenmeyi sağlayacak bir yer haline getirebilirsiniz. Kolay temizlenebilir, kullanıcı dostu bir küvet banyoda geçireceğiniz zamanı daha kaliteli bir hale getirir.



Evin, özellikle de sonbahar aylarında bir pencere önü köşesi olmalı. Berjer, bir sehpa ve bir lambader ile pencere önünde keyif köşesi yaratılabilir. Yağmur damlaları pencereye vururken dumanı tüten bir bitki çayı ve okunmayı bekleyen dergi ve romanlarınız ile sonbaharın tadını evinizde çıkarabilirsiniz.



Güzel bir hafta diliyorum. Tüm haftanız, hafta sonunun tatlılığında geçsin.
Sevgiler,



20 Eylül 2015 Pazar

Gezelim Görelim: Şile ve İskandil Butik Otel

Geçtiğimiz hafta sonu evlilik yıldönümümüzdü. Cumartesi günü benim çalışma ihtimalim olduğu için önceden bir plan yapamamıştık. O gün kalktık, kahvaltı ettik sonra hadi bir yere gidelim hafta sonu için dedik. Yakındaki alternatifleri düşündük: Kartepe, Maşukiye, Abant, Sapanca derken aklımıza Şile düştü. İşyerinden bir abimizin önerisi olan İskandil Butik Oteli aradık, boş yer varmış şansımıza . Hemen rezerve edip yola düştük. 

Yollar neyseki çok yoğun değildi. 2-2.5 saatte Şile'ye vardık. Hava yağmurluydu, arada yağıp duruyordu ama bizim keyfimizi hiç bir şey kaçıramazdı. Otelin lokasyonu çok iyi, direkt Şile Feneri'nin yanında. 4 odası var. İsimleri de denizcilikten geliyor: Güverte, Alesta, Alarga ve Pruva. Biz Alesta'da kaldık, tüm odalar deniz manzaralı ve Güverte ile Pruva jakuzili odalarmış. Biz oraya vardığımızda çok acıkmıştık ve direkt restaurantına girdik. Restaurantı da ayrı güzel. Karadeniz'in hırçın dalgaları ve Eylül yağmuru manzarasında yemeğimizi yedik. 


Et menüsü sadece balıkla mı sınırlıydı hatırlamıyorum ama biz oraya gitmişken ve hazır avlanma mevsimi de yeni açılmışken taze balık yiyelim dedik. Çeşitli mezeleri, kalamar, karides, denize dair ne ararsanız mevcut. Denizden babam çıksa yerim diyenlerdenseniz bu yer tam size göre.



İçerisi ahşap yapı, ahşap pencereleri kanaviçe işlemeli perdelerle süslü, iskandillerin aydınlatmada kullanıldığı çok zarif bir yerdi. Aşağıdaki fotoğraf da restauranttan.


Sonrasında da hava kararmadan Şile turuna çıkalım dedik. Benim Şile'ye ilk gidişimdi, Erkan daha önce de gitmiş. Onun için bana her şey yeniydi. Önce sahile indik bir Şile sahilini gezdik. Yağmurdan dolayı ortalıkta çok az insan vardı. Sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum.


Restorasyonundan sonra Sünger Bob'a benzetildiğinin söylenmesiyle çok konuşulan Şile'nin başlıca simgelerinden biri olan Şile Kalesi. 12 metre yüksekliğindeki Şile Kalesi'nin Cenevizliler'den kaldığı söylenmektedir. 


Limandaki dalgakıranın duvarlarını çok güzel desenlerle boyamışlar. Dalga kıranın hizasına merdivenle çıkalım dedik ama ıpıslak olarak geri indik. Belki yazın daha mümkündür de, bu havada dalgakıranın dalgaları kırışını izlemek çok mümkün değilmiş.


Bir plaj düşünün, ıssız, geriye sadece yağmur ve boş şezlonglar kalmış. Eylül biraz hüzünlüdür denilir ya, biraz hüzün salıyor gerçekten manzara. Yaza veda ettiğimizin resmi.


Daha uzaktan bir bakış: Şile midyecisi Adil Usta da dükkanı sahilde bırakıp gitmiş.


Gece de Şile Feneri'ne gitmek üzere yola çıktık. Gerçekten devasa ve özellikle gece muhteşem görünen bu fenere hayran kaldık. Bu foto Erkan'ın objektifinden. Karadeniz'de kıyı güvenliğini sağlayan 2 fenerden biri ve 1859'da yapılmış. 20 deniz mili görüş mesafesine sahip. (Wikipedia) Şile'yi gidilip görülesi kılan en önemli şeylerde birisi bence bu fener.



Otel kahvaltıyı odada veriyor. Ertesi sabah butik bir otel için mükellef bir kahvaltıyı odamızda yaptık. Eklemeyi unuttum, odaların hepsi yere kadar cam ve direkt denize sıfır. 


Ve son olarak bizi unutmayalım: Nice mutlu yıllara canım!


Yaz sebzelerini saklamak

Ben semtlerde kurulan halk pazarlarını gezmeyi çok severim oldum olası. Esnaf kültürünün samimiyetine, birebir iletişimin sıcaklığına bayılırım. Ayrıca markette bulacağınız 3. kalite sebze ve meyvelerin en güzelini, en tazesini, en aromalısını ve çok daha fazla çeşidini pazarda bulabilirsiniz. Ama iş hayatına başladığımdan beri çok fazla şans yakalayamıyorum pazara gitmek için. Marketin çoğu zaman lezzetsiz, rengi solmuş sebzelerine kalıyoruz bu yüzden. Bu Cuma pazara gidebilme şansını yakaladım ve yine inanılmaz zevk alarak gezindim her sergiyi. Tabi ki ne zamandır istediğim sonbahar -kış için saklamalık sebze alışverişimi de yaptım.

Siz de kış için bir şeyler hazırlamak istiyorsanız, fikir vermesi açısından ben neler yaptım anlatayım:

Taze fasulye: 
Öncelikle taze fasulyeleri güzelce yıkadım. Sonrasında onları normal yemeklik doğradım.


Büyük ve derin bir tencere ihtiyacı olduğu için düdüklü tencerede 3/4'ünü su doldurarak kaynattım.
Taze fasulyeleri kaynayan suyun içerisine koyup 4 dakika kaynattım. (Bunu yaparken tahta kaşıkla arada karıştırdım.)


Son aşama olarak da içine buzdolabından soğuk su ve buz koyduğum büyük bir kapta taze fasulyeyi ocaktan alıp bu suya koyarak şokladım. Orada da 3-4 dakika tuttuktan sonra kurumaları için büyük bir bezin üzerine aldım. Oradan da paketleme aşamasına geçtim. Buzdolabı poşetlerine bir öğün bizim için yaklaşık 250 gram -2 kişi olduğu için ona göre poşetlere yerleştirdim. İçerlerine doğranmış taze organik tarla domatesleri de kesip koydum. Sonra da buzdolabının buzluğuna doğru yolculukları başladı. Dün evde resmen bir üretim süreci vardı ve bitirdikten sonra çok mutlu oldum! :)


Kırmızı biber & Patlıcan:
Kırmızı biber ve patlıcanları ayrı ayrı yıkayıp közledim. Kabuklarını soyarak onları da buzdolabı poşetlerine koydum.

Yeşil biber:
Yeşil biberleri normal yemeklik doğradım çoğu kısmını ve dondurucuya koydum. Bir kısmını da başlarını kesip ikiye bölüp dondurdum. Bu ikinci kısmı da et yemekleri yanında kızartmalık kullanacağım.

Kayınvalidem de Ankara'dan bir sürü menemenlik kavanoz biber-domates sosu getirmiş. Artık kış gelebilir, biz hazırız. :)

Sizin önerileriniz var mıdır, siz ne şekilde yaz sebzelerini-meyvelerini saklıyorsunuz? Her türlü pratik yöntemi denemeye hevesliyim, fikirlerinizi bekliyorum.

İyi hafta sonları!


  

16 Eylül 2015 Çarşamba

Çalışma Odasında Mutluluk!

Eylül geldi, şimdi okul zamanı. Ya da siz zaten home office çalışan birisiniz! (O şansa eriştiğiniz için sizin adınıza ben de mutluluk duyarım. ) O zaman gelin bakalım evimizin çalışma odasında neler yapabiliriz?

Aydınlık çok önemli, yeterli ışık alıyor olmak hem gözlerinizin rahatsız olmasını engeller, hem de çalışırken içiniz açılır. Bu sebeple eğer mümkünse çalışma masanızı pencere önüne taşıyın. Ayrıca beyaz renk odaklanmayı kolaylaştırır.



Düzen önemli. Dağınık bir ortam çalışma kalitenizi de olumsuz yönde etkiler. Bu sebeple organize olun. Klasör ve dosyalarla ortalıkta yığılan kağıtları tasnif edin. 

İkea'da çok güzel karton ve hasır klasörler ve organizerlar var. Ayrıca kutu şeklinde raflar da depolanan malzemelerin dağınık görünümünü engeller.


Bloglovin

Bahsettiğim kutular aşağıdakilerden. Daha sade ve daha az kafa karıştırıcı bir görüntü sağlıyorlar.


Theorganizedhousewife

Tabiki çalışırken kullanacağınız sandalyenin konforu ve vücut ergonominize uygunluğu da ayrıca önemli. Rahat bir sandalye daha uzun süre motiva kalmanızı ve sırt, boyun ağrılarının oluşmasını engeller. Tabi otururken vücut postürüne de dikkat etmek önemli.



Theultralinx


Harpersbazaar

Kişiselleştirin. Sizi motive edecek bir şeyleri masanıza taşıyın. Bu bir buket çiçek de olabilir, bir dostunuzun hediyesi çok sevdiğiniz bir biblo da.


Dar alanları değerlendirin.Katlanabilir mobilyalarla kendinize küçük de olsa sadece size ait olacak bir çalışma alanı yaratın.


Cosmopolitan

Panolar hayat kurtarıcı. Hem sizi motive edecek kartları panonuza asabilir, hem de hatırlamanız gereken şeyleri panonuza not alabilirsiniz. Pano öğrencilik yıllarımdan beri en sevdiğim, en kullanışlı bulduğum şeylerden biridir. 


5 Eylül 2015 Cumartesi

Eylül'e merhaba!

Eylül geldi bile. Yazın etkisi de yavaş yavaş geçmeye başlayacak. Akşamları artık daha serin, günler kısalıyor. Ben yazı çok seviyorum, ama yaza özlemin de ayrı bir tadı var.

Bu ay okullar açılıyor. Tüm okula başlayacak arkadaşlara şimdiden başarılar diliyorum. 3 yıl aradan sonra bu sene ben de yeniden öğrenci olacağım. Çok heyecanlıyım. Galatasaray'a geri dönüyorum. Okula kayıt işlemleri için gittiğimde okulumu ve Ortaköy'ü ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Öğrenciliğin tadı kesinlikle başka. 

Bugün size bir salon turu yaptıracağım. Bir dekorasyon tutkununun evinden kareler...



Burası salondaki kitaplığın üstü. Mumlukları Özdilek'ten almıştım. Kalpli kutular eşimin bana ilk sevgililer günü hediyesi. Narlar yanılmıyorsam Evmanya'dan. 

Şirin sevgili heykelciği eşimle ben oluyorum. Saçlarım yüzüme gelmiş, çekmemişim. :) Kurutulmuş çiçekler bize sevdiğimiz bir arkadaşımızın hediyesi. Ve arkadaki ne alaka diyebileceğiniz kırmızı kutu benim diplomamı saklıyor. Bergama'dan yüksek lisans başvuruları için transfer ettim. Baktım ki o da kırmızı köşemle uyum sağladı, onu da bu kombinasyona ekledim.


Koltuk takımlarını İnegöl'den aldık. Mavi rengi benim en çok sevdiğim renktir. Kova burcu olmamın da bunda katkısı var. Yemek masasını da aynı yerden aldık. Lake krem yemek takımı çiçekli yastıklarımızla da uyumlu oldu. Koyu renk mobilyaları çok sevmiyorum. Evin olabildiğince ışık almasına ve içindeki mobilya ve diğer aksesuarlarında bu etkiye destek olmasına çalışıyorum.


Annemin el emeği danteller ve yine yastıklarımızın desenine çok uygun şekerlik takımı. O da çeyizimin nostaljik parçalarından.


Perdeleri kendi isteğimize göre Yalova'daki Bursalı bir perdeciye yaptırttık. Gelin buketimi de İkea'dan aldığım cam vazoya koydum. Berjerleri pencere önüne koyarak bir kahve masasını da araya aldık. 


Bu çiçeklerde kayınvalidemin ev hediyesi. Benim dekoratif obje koleksiyonlarım çok olduğu için iki tane cam vitrin aldık. Koleksiyonları seviyorum.


Girişteki vitrinin üzerinden misafirlerimize "Welcome" diyoruz. Bu biblo Karamürsel sahilde kurulan sergilerden.


Vitrinlerin birinde sofra takımları duruyor. Onların da bir kısmı ev hediyesi, bir kısmı çeyizimden. Ortadaki bakır tepsiyi bir Gaziantep ziyaretinde bakırcılar çarşısından almıştık. Kartal eşime benim Kapadokya hediyem. Fotoğraf da aslında puzzle. O da marathon yürüşünde Boğaziçi köprüsünden bir kare. 


Salondan Marmara Denizi manzarası

Beyaz orkide yine kayınvalidemin bana doğum günü hediyesi. Dekorasyonu çok seven gelinine ne alacağını bilmiş. :) Kırmızı fener İkea'dan, mavi kavanozu eşim için Bademli ve Antalya'dan topladığım midye kabukları ile hediye olarak hazırlamıştım. Diğer mumluk da hediye. Masa örtüsü anneannemden hatıra. Rengine, işlenişine hayranım. Ben el işi her şeyi çok seviyorum sanırım.



Devam edecek.

Herkese güzel bir Cumartesi akşamı diliyorum, sevgiler.

Patatesli Gül Böreği Tarifi

Merhabalar, Bu aralar gelen giden misafirimiz çok. Sağ olsun tüm arkadaşlarımız, yakınlarımız Ece'yi görmeye geliyor, mutluluğumuzu...