2 Ocak 2016 Cumartesi

Yeni yıl, hoş geldin!

2015 çok iyi bir yıl olmadı hem kendim için, hem ülkemiz, hem de dünya için. Umarım 2016 yılı herkese sağlık, huzur, mutluluk, şans, aşk ve barışı getirir. 

İnsanların özüne, çocukluğundaki saflığına, merağına, herkese dostça davranma özelliğine, ırka, cinsiyete, dine ayrımcılık yapmadığı, hepsini bir tuttuğu zamanlara dönmesini diliyorum. 

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, her şey değerini kaybediyor. Doğaya, sanata, eğitime saygı duyan önem veren insanlar "marjinal" kalıyor. 

Öyle bir tüketim toplumu olduk ki, her an her şeyi tüketip bir kenara atıyoruz. Yeni yılda bir hafta içerisinde neler aldığınızı bir yere not edin. Bunların ne kadarını geri dönüştürdüğünüzü, ne kadarını kullandığınızı, ne kadarını ihtiyaca istinaden ne kadarını sırf almak için aldığınızı. Ben bunu yapmayı planlıyorum. Normalde evdeki plastik, cam, kağıt atıklarını geri dönüşüm için sürekli geri dönüşüm çöpüne atıyorum. O yüzden bir nebze içim rahat. Ama alıp da kullanmadığımız onca şey de yok mu? 


Bu akşam bir belgesel-film izledik Erkan'la. Aslında filmi çok özel seçmemiştim. Fransızca, Türkçe altyazılı bir film arıyordum ve IMDB puanını da 8.2 görünce "Le Sel De La Terre"- "The Salt of the Earth" 'ü izleyelim dedim. Film geçen sene çekilmiş ve Brezilyalı fotoğraf sanatçısı Sebastiao Salgado'nun hayat hikayesini anlatıyor. Hikaye ama herkesin izlemesi gereken bir hikaye. İnsana hayatı sorgulatıyor. 



Sebastiao eşi ile beraber sürekli dünyaya yaşadığımız gerçekleri göstermek için kıta kıta dolanıp savaşı, açlığı, işçilerin yaşadıklarını, yoksulluğu, doğayı fotoğraflıyor. Bununla da kalmıyor, Brezilya'da çocukluğunun geçtiği eskiden yemyeşil bir cennetken, kuraklıktan ormanların, hayvanların yok olduğu bir yerde biz bunu değiştirebiliriz diyerek bir mucize gerçekleştiriyor ve sonradan adı L'Instituto Terra olan binlerce ağaç diktikleri bir yer yaratıyorlar.

Biz ne yapıyoruz? Doğa için, insanlık için? Filmde savaşları, terörü gördükten sonra Sebastiao "İnsan dünyanın tuzudur, korkunç, yırtıcı bir hayvandır." diyor. 2015 de öyle bir yıl olarak geçti, ondan tüm dileklerim 2016'da insanların kalbinde ve beyninde bu zihniyetlerin değişmesi. Herkesin daha insanca şartlarda çalıştığı, bir yerde insanlar bolluk içinde yüzerken diğer tarafta açlık sınırındaki insanları da düşündüğü, tüketimin daha bilinçli, insanlığın daha büyük, savaşların, kavgaların olmadığı bir yıl olsun.

2016, iyi ki geldin, hoş geldin. Yeni başlangıçların yılı olman dileğiyle.  





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Patatesli Gül Böreği Tarifi

Merhabalar, Bu aralar gelen giden misafirimiz çok. Sağ olsun tüm arkadaşlarımız, yakınlarımız Ece'yi görmeye geliyor, mutluluğumuzu...